Mis Gibi Bir Sabaha Uyanmak

Celil Bozkurt
3 min readJan 20, 2021

--

1 yıl önce bugün, Londra’nın Kensington bölgesinde şirin bir otel odasında uyandım. Gökyüzü, Londra’nın kimliğini bozmak istercesine hafif güneşliydi. Perdeyi ardına kadar açıp disiplinli bir gayretle inşa edildiği belli olan sokağı, inci gibi dizili iki katlı evleri izledim bir süre. Gözüme kestirdiğim tatlı bir kafeden kahve almak için eşyalarımı toparladım ve “hangi mahalleye taşınsam” sorusunu düşüne düşüne otelden ayrıldım. Mis gibi bir sabahtı, mis gibi hayaller içeriyordu.

2019 yılında 2 farklı orta ölçekli projeye gece gündüz çalışmış ve başarılı olamamış, 3 yıllık ilişkim hoş olmayan bir şekilde sonlanmış, en ciddi geliri elde ettiğim uygulamam yayından alındığı ve eski ortağımla olan sorunlar sebebiyle aktif edemediğim için düzenli gelirimin hatrı sayılır bir kısmını kaybetmiştim. Yılın sonuna doğru bilanço biraz ağırlaşınca Twitter başta olmak üzere tüm sosyal medyadan çıkıp bambaşka bir hayata girdim. Çalışmadığım hatta bilgisayarı dahi açmadığım haftalar geçirdim. Kadıköy sokaklarında sabahlayıp hiç tanımadığım insanlarla saatlerce gülüp eğlendiğim, seviştiğim, dertleştiğim ve çoğunu bir daha hiç görmediğim bir hayata geçtim. 2020 Yılbaşını Bodrum’da yeni tanıştığım 30'dan fazla insana sarılıp iyi yıl dilekleri tekrarladığım bir partide geçirdim.

Yeni yıla başladığımda mesleğimi gümbür gümbür yapmayı, meslektaşlarımla teknoloji atışmasına girmeyi, spor yapmayı, içerik üretmeyi ve kariyerimle ilgili hedefler kurmayı özlemiştim. Oturup bir plan yaptım ve hayatıma Londra’da devam etmeye karar verdim. Yeni bir ülkede sıfırdan bir hayata başlayacak, konfor alanımı tamamen yıkacak, hem mevcut uygulamalarımı iyileştirecek hem de üzerinde çalıştığım konularda derinlemesine bilgi sahibi insanların olduğu olan ortamlarda kendimi aptal gibi hissetmenin hazzına doyacaktım.

Danışmanla anlaştım, dosyayı hazırladım, Londra’ya gidip alıcı bir gözle baktım. Şubat’ın ortasında başvuru dosyamı vize merkezine verdim. Sonucu beklediğim günlerde Dünya COVID-19'la çalkalanmaya, önce Çin ardından da Avrupa ülkelerinde vaka ve ölü sayıları yeni zirveler yapmaya başladı. Bütün bu karmaşa sürerken, başvurumdan 3 hafta sonra ek bilgi ve belge talebi istenmeden başvurum onaylandı. Gidip oturma izin kağıdımı ve geçici vizemi aldım. Oturma izin kağıdımı kutlamak için kardeşimin evine doğru yol alırken Sağlık Bakanı’nın açıklama yapacağı haberini gördüm. Ertesi akşam Türkiye’de ilk vaka açıklandı, takip eden birkaç günde uçuşlar kapatıldı. Sonrası tüm insanlık olarak girdiğimiz karantina ve asosyal yaşamdan benim payıma düşenler.

Mayıs başına kadar neyi nasıl yapmam gerektiğini düşünerek geçirdim. Londra konusu belli ki bir süreliğine ertelenmişti. Bu hengamede Londra’da evde oturmak yerine burada sevdiğim insanların yanında olmaya karar verdim. Londra’ya taşınamamamın sebeplerine müdahale etmek benim elimde değildi fakat kariyerime ve hayatıma dair bir şeyler yapmak tabii ki benim elimdeydi. Oturup bir ekip kurmaya ve ürettiğim uygulamaları bu ekiple elden geçirmeye, yeni ürünler için hazırlanmaya karar verdim. İçerik üretmeye dönüş için Bireysel Geliştiriciler yayın serisine, spora, basketbol oynamaya, güzel ve eğlenceli bir kadınla vakit geçirmeye başladım. Yazılım sektörü dışındaki bir projeye yatırımcı şapkasıyla dahil oldum. Kendi ekibimde ve yatırımcı olduğum projede işleri oturtmaya hızla devam ederken iki güzel insanla tanışıp arkadaş oldum ve yeni bir startup fikri için çalışmaya başladım.

Kasım ayına kadar her şey iyiye doğru ilerlerken özel hayatım ve özel hayatımdaki insanların hayatları altüst oldu. Birtakım sağlık sorunları yaşamaya ve üzerinde çalıştığım projelerde Apple’la / Google’la sürtüşmeye başladım. Ciddi çalışmalar yaptığımız ürünler emeğimizin karşılığını alamadığımız sonuçlardan çıkamadı. 2020'nin son ayını bu sorunları tespit etmeye ve çözüm üretmeye çabalayarak geçirdim. Bazıları için çözüm üretmiş olsam da büyük bir kısmı ya çözümlerim için zamana ihtiyaç duyuyor ya da elimde olmayan gerekçelere bağlı.

2021'in ilk ayı biterken oturup yeniden bir plan yapmak, yeni bir strateji üretmek lazım geldi. Kariyerim, işim ve hayatım adına ortaya çıkan yeni sorunları ve bu sorunlara karşı tutumumu derinlemesine ele alabilmek için yeniden bir çabaya ihtiyacım olduğunu fark ettim.

Bu sabah İstanbul’daki evimde uyandım, evimin yeşilliğe bakan tek penceresinin panjurunu ardına kadar açtım. Sık sık kahve aldığım kafeye gidip kahve almak için hazırlanmaya başladım ve “İstanbul dışındaki yeni hayatım nasıl olacak” sorusunu düşüne düşüne evden ayrıldım. Caddebostan sahilde birkaç tur atıp, kedilere mama bıraktım. 1 sene önce bambaşka bir ülke ve şehir için terk etmeyi düşündüğüm İstanbul’u, yeni evimin kira kaporasını yatırarak bugün itibariyle en azından bir süreliğine terk etmiş oldum. Birkaç hafta sonra da hayatıma eskiden yaşadığım bir şehirdeki yeni evimde devam edeceğim.

Bugün de mis gibi bir sabaha uyandım, mis gibi hayaller içeriyor…

--

--